"Devşirme memuru, bir haseki ağa yahut turnacıbaşı ağa, oğlan devşirmeye gittiği yerin Hıristiyanlarından büyük rüşvetler alır, 'Burada matluba uygun oğlan bulamadım...' diyerek başka yere geçerdi."
"Papazlar vaftiz defterlerini tahrif ederler, on sekiz yaşında delikanlıyı ya üç yaşında sabi yahut yirmi yedi yaşında gelişmiş adam gösterirdi. Devşirme memuru geldiğinde de oğlanı saklarlar, tahrif edilmiş vaftiz defterini gösterirlerdi."
"On bir-on iki yaşında çocuklar evli gösterilirdi; bu hileli nikahlarla oğlanın devşirilmesi önlenirdi. Bazı Hıristiyanlar da devşirmenlik çağındaki güzel oğullarını sünnet ettirirler, 'Biz Hıristiyanız ama, oğlumuz İslam dinini kabul etti' derlerdi. Sünnetli oğlan, göstermelik Müslüman adıyla yine kiliseye giderdi. Bu gibi ahvalde de rüşvet kadı efendiye yediliridi, devşirme memuru gelince, 'Hidayet erişip Müslüman oldu, Müslüman'ı devşirmek olmaz' diye güya din gayretiyle pür celadet oğlanı korumaya çalışırdı."