Yuta ile Pita, büyük gölün kıyısında uzun uzun oturmayı çok severdi. Bu gölün ortasında bir ağaç vardı, ağacın dallarında da yiyenlerin dileklerini gerçekleştiren sihirli kırmızı meyveler... Yuta bu meyvelerden yemeyi ne kadar çok istese de ağaca bir türlü ulaşamıyordu. Arkadaşı Pita’nın hep söylediği gibi Yuta; ne dev kadar büyüktü, ne kartal gibi uçabiliyordu ne de timsah kadar iyi yüzebiliyordu. Ama belki de Yuta başka bir yol bulabilirdi! Biraz cesaret ve bolca isteğin önünde ne durabilirdi ki?