Dünya Edebiyatında polisiye edebiyatın yeri gözardı edilemeyecek bir anaçlıkta..Özellikler gelişmiş toplumlarda yüzbinlerce satan önemli bir bölümü bu dala ait...
Az gelişmişlik, "gözlemciliğe", "anı anlatımcılığına" ve "toplumsal gerçekliğe" ayırdığı payı; düşsel yaratıcılığa ve bu arada okuyucuları daha yüreğinden yakalayan ve toplumsal kesitlere insan tiplerlerini daha değişik bir gergef içnde sunan polisiye yapıtlara ayıramıyor...
Bizde ise Batı taklidi kokan bir iki örnek dışında, polisiye edebiyat, genel edebiyatımızın en öksüz kalmış bölümü...
Çetin Altan, Rıza Bey'in Polisiye Öyküleri adındaki yeni kitabında, bu öksüzlüğün kapısını tıkırdatmaya çalışıyor...Amaç, yazılar bahçesinde eksikliği duyulan önemli bir türün, ilk fidanlarından birini dikmek..
Yazar, gazetedeki sütununda da pazar günlerini Rıza Bey'in öykülerine ayırmıştı. Değişik kurgular içinde karmakarışık düğümlerle beklenmedik çözümlerinin gördüğü geniş ilgi karşısında, Rıza Bey'in öykülerini kitaplarştırmak kaçınılmaz oldu.
Türk edebiyatının boş bırakılmış bir alanında Çetin Altan'dan bir hayli değişik be özgün sayfalar okuyacaksınız.
Bunu, azgelişmişlikten gelişmişliğe doğru kurulmakta olan köprüde, çorbada tuz benzeri, iyi niyetli bir çaba olarak değerlendirmeniz dileğiyle...
(İç Kapak)