- Vurun! diye haykırdı.
Bu tek adama karşı yüzlerce, binlerce asker vurmak için kurşunlar yağdırdılar. O belki vurulmuştu, belki vurulmamıştı. Fakat atını sürmüş üzerlerine doğru geliyordu. Tek akıncı başınada kanlı sargılar, son şarı da yakmak, son kaleyi de vurmak için tek başına yürüyordu.
Birkaç kere atının üzerinde kaydı, ya şimdi vurulmuştu, ya buraya gelirken yaralıydı. Bu kahraman adam, ölüme bile bile yürüyordu. Birden nasıl oldu. Yan sokaklardan üç atlı koptu. Üç yüz askerin kavga gürültüsünü bastırdı:
- Biz de vardık Malkoçoğlu! Çal kılıcını korkma! diye bağırdılar. Biz de geldik.
(Arka Kapak)