"Oyunculuk uçarılık değil bilgeliktir" diyerek, paradoks ve çelişkiler üzerine kurulu oyuncul romanların yazarı Tom Robbins'in başyapıtı sayılan Kovboy Kızlar da Hüzünlenir'de kendine özgü neşeli üslubuyla karşı kültürün sözcülüğünü yapıyor.
1970'lerin anarşizan hippi kültüründen esinlenen uçuk ama eleştirel bir hikayedir bu kitapta anlatılan. Aşktan cinsel özgürlüklere, siyasi isyandan hayvan haklarına, bedene, doğaya, dine, hayata dokunan, dilin sınırlarını zorlayan Kovboy Kızlar da Hüzünlenir 1993 yılında Gus Van Sant tarafından sinemaya aktarıldı.
Anatomik bozukluğunu bir avantaja çeviren bir kadının tuhaf hikayesidir bu. Sissy Hankshaw muazzam büyüklükte bir başparmakla doğmuştur. Bu sayede çok iyi otostop yapabildiğinden bütün ülkeyi dolaşır. Sonra model olmaya karar verir. "Kontes" lakaplı bir transeksüel için çalışırken reklam filmi çekimleri için Kaliforniya'ya gider ve kovboy kızlarla tanışır. Bu kızlardan kafa dengi Bonanza Jellybean ve II. Dünya Savaşı sırasında Amerika'da kurulan Japon toplama kampından kaçan The Chink ile birlikte yeni bir hayat kurmaya çalışır. Ama dikkat, amiplerden uzak durun çünkü "kesin olan bir şey var ki amipler durmaksızın bölünerek çoğaldıkları, sahip oldukları tüm özellikleri aktardıkları ve kendilerinden hiçbir şey kaybetmediklerine göre dünyaya gelen ilk amip bugün hâlâ hayatta. İster dört milyar ister sadece üç yüz yaşında olsun, bugün hâlâ bizlerle beraber."
Vahşi Batı'nın yalnızca kızlar tarafından yürütülen en büyük çiftliğine, Rubber Rose'a hoş geldiniz...
"Bu o özel romanlardan biri, sihirli, sıcak, komik ve çılgın, yanınıza alıp uzaklara, gün batımlarına gitmek isteyeceğiniz."
-Thomas Pynchon-
(Tanıtım Bülteninden)