Kesin inançlı" kendi siyasi, dini, felsefi inancının "mutlak gerçek" olduğuna, bunu başkalarına zorla uygulamak gerektiğine bağnazca inanır. Hiç şüphesi, hatta merakı bile yoktur.
Bu yüzden, okumuşlarında bile "cehalet havası sezilir."
Aynı sebeplerle, 'ödünsüz'dür: 'Revizyonizm, değişim, yumuşama, uzlaşma' gibi kavramlara düşmandır. Hatta ılımlılık "tehlikeli"dir, "ihanet"tir. 'DÜŞMAN' onun için bir ihtiyaçtır. Çünkü ancak tehlikeli ve acil bir 'düşman'ın varlığı onun kafasındaki ak - kara şablonuna uyar. Bağnazlık ve paranoya birbirini tamamlar.Öyle bir "düşman" ki, "her şeye kadir ve her yerde hazır" olmalıdır. Her yere sızan, sinsi planlar yapan, bizleri uyutan, bizden akıllı düşmanlar!
En heyecan verici iç düşmanlar 'dış güçler'e 'emperyalizm'e, 'beynelmilel Yahudi'ye bağlı olanlardır: "İdeal bir düşmanın yabancı olması gerekir, yerli düşmanın yabancı soydan geldiği iddia edilmelidir..." 'Kesin inançlı'nın sağcı solcu, dinci laikçi olması fark etmez. 'Aydınlanma Devrimi' denilen Fransız Devrimi
"yeni bir din" olmuş, "orak çekiç, gamalı haç putlaştırılmıştı.
Bütün bağnazlar, birbirlerinin zıt - benzeridir. "Asıl iki zıt kutbu oluşturanlar aşırılarla liberallerdir."
Çağımızda iç barışı ve toplumsal rasyonelleşmeyi sağlayan asıl faktörün liberal değerler olması bir tesadüf değildir.
Dünyadaki bütün kötülükler, birilerinin başkalarının iyiliği için hareket etme hakkını kendinde görmesiyle başlar.
(Tanıtım Yazısından)