Bedensiz bir gölgeden hem kaçan hem de onu yaşatan, çocukluğu çalınmış bir adam. Yaralı bir bilinçle, bilinçaltındaki sızılarıyla gidebileceği bir yer arıyor. Uyanıkken düş görülmeyen, gölgesiz, dünsüz bir yer... Düş... Gerçek... Bulantı... Ve bir belirip bir yok olan acımasız bir gölge. İnsan yeni bir yaşama başlamaya karar verirse yaralarını nerede bırakmalı?.. Ya o yaraları sırtlayıp peşinden gelen bir gölgeden nasıl saklanmalı?.. Nasıl?.