Georges Perec deneysel bir metin yazmaya karar verir. Paris'in kilisesi ve çeşmesiyle ünlü Saint-Sulpice meydanındaki kafelerde üç gün belli saatlerde oturup gördüğü her şeyi not eder. Otobüslerden güvercinlere, tanıdık yüzlerden Japon turistlere Saint-Sulpice meydanından geçen her nesneyi ve kişiyi dikkat çeken özellikleriyle yazar. Günlük hayatın durağanlığını ve heyecanını yansıtan bu metinde hiçbir şey olmadığını düşündüğümüz anlarda olanları anlatır Sıradan görünen hayatın sıra dışı anlarını sözcüklerle, seslerle ve harflerle oynayarak kaybeden Perec, hayatın nasıl farklı okunabileceğini bize gösterir. Belki de asıl hayat, zaman, insanlar, akrabalar ve bulutlar dışında hiçbir şeyin hareket etmediği o anlarda yaşanmaktadır.
(Tanıtım Bülteninden)