"1 Ocak... Bu tarihten itibaren, eskiden günlüğüme aktarmakta tereddüt ettiğim bir konuyu çekinmeden yazmaya karar verdim. Kendi cinsel yaşamım, karımla olan ilişkimle ilgili ayrıntılara girmekten kaçınırdım. Elbette, karım bu günlüğü gizlice okuyuverir, öfkelenir, diye korkardım."
Bu sözlerle başlar Anahtar. Söyleyemediği duygularını günlüklere döken orta yaşlı koca değildir sadece; karısı da günlük tutmaktadır. Aralarındaki derin aşka rağmen, her ikisi de diğerinin düşünce ve arzularından şüphe eder; günlükler, aradaki köprüdür. Gizlice okunan, okunduğu bilinen, sayfalara saklanmış ama sır olarak kalması istenmeyen duygular... Kadını her geçen gün kocasından uzağa savuran dokunaklı bir hikâyedir bu. Günlüğün, bulunsun diye saklanan anahtarı, yaşlı bir ruhun derinliklerine inen kapıya da uyar.
Eserleri, Tanizaki'nin yaşamındaki ve değerlerindeki değişimlerin aynasıdır. Tokyo'da yazdığı öykülerde Poe ve Fransız Dekadanların etkisi hissedilir; Osaka'ya yerleştikten sonra geleneksel Japon güzellik ideallerini aramaya yönelir; Anahtar gibi savaş sonrası eserlerinde ise "ki 70 yaşındadır ve Çılgın Bir İhtiyarın Güncesi de bu zamana denk düşer" gençlik dönemi eserlerini anımsatan bir erotizm vardır.
İçindeki genci hep saklı tutmuş çılgın bir ihtiyar ve bu ihtiyarın kaleminden tutku, heyecan dolu az bulunur bir sanat eseri.
(Tanıtım Bülteninden)